
Çatlak, Ameliyat & Yara İzi Kamuflajı
Çatlak, Ameliyat & Yara İzi Kamuflajı
İnsan vücudunun birçok bölgesinde çeşitli nedenlere bağlı olarak farklı
izler oluşabilmektedir. Kişinin hayatı boyunca karşılaştığı fiziksek travmalar,
geçirilen çeşitli kazalar, ameliyatlar, çeşitli hastalıklar, yanıklar, bazı
dermal enfeksiyonlar vücutta yara izi oluşumunun temel nedenleri arasında yer
almaktadır. Derinin üst tabakasında oluşan bu yaraların ortaya çıkış sebebi,
cildin alt katmanlarını etkileyen hasar ve travmalar neticesinde meydana
gelmektedir. Oluşan bu yara izleri hiç bir zaman normal vücut dokusu şeklinde
onarılmazlar. Ciltteki yaralar, vücut tarafından oluşturulmuş olan ve asıl
dokudan farklı olan, fibröz doku olarak isimlendirilen özel bir onarım dokusu
bir diğer adıyla "skar dokusu" ile iyileşmektedir.
Cildin üst tabakasında buluna ve yara izi şeklinde görünen bu kötü ve
olumsuz iz dokuları, normal deriye ait dokular değillerdir, bunlar fibröz skar
dokusu olarak adlandırılan dokulardır. Vücuttaki yara izlerinin ciltte, deriden
daha farklı bir görünüm taşımasının da nedeni bu durumla ilgilidir. Cildin tüm
tabakalarını içerisine alan her yara, bulunduğu yerde bir iz bırakarak iyileşir
ve yara izleri normal şartlar altında hiçbir şekilde ortadan tamamen
kaldırılamaz.
Mevcut tıp biliminin sağlamış olduğu modern ve teknolojik imkanlar ile,
derideki yara izlerini tamamen ortadan kaldırabilmek mümkün olmasa bile, gerek
cerrahi iz tedavi yöntemleri ve gerekse de lazer ile yapılan iz düzeltmeleri
ile söz konusu bu izler daha kabul edilebilir bir düzeye getirilebilmektedir.
Yara İyileşmesi
Kişisel Farklılıklar Gösterir
Yaraların iyileşme oranları ve süreleri, kişiden kişiye, ciltten cilde son
derece farklılık arz eden bir husustur. Derideki yaraların iyileşme süreci,
kişinin yaşına, ırkına, genetik unsurlara, kişinin esmer ya da beyaz tenli
olmasına, yaranın vücut üzerinde bulunduğu alana bağlı olarak farklılıklar
göstermektedir. Örnek olarak, yüz bölgesindeki yara izleri vücut diğer
bölgelerindeki diğer yara izlerine kıyasla daha iyi iyileşir. Yine yüz
bölgesinde bulunan göz kapağı ve dudak gibi bölgeler, yüzdeki diğer kısımlara
göre izlerin daha iyi düzeldiği ve iyileştiği bölgelerdir. Bir diğer örnek
olarak vücutta boyun bölgesinin, sırttaki alana göre çok daha kaliteli ve hızlı
bir şekilde iyileşmesi verilebilir.
Yara izlerinin vücuttaki estetik görünümü olumsuz olarak etkileyecek bir
biçimde meydana geldiği durumlarda, yapılabilecek bazı girişimler ile bu
izlerin ciltteki belirginlikleri azaltılabilmekte, izlerin derinliği yok
edilebilmekte, deride yaraya bağlı oluşan kabarıklıklar giderilebilmekte ve
yaranın yönü değiştirilerek vücuda daha uyumlu hale getirilebilmekte ve yara
kamufle edilebilmektedir. Ancak tüm bunlarla beraber vücutta meydana gelen yara
izlerinin tamamen yok edilesi ve ortadan kaldırılması mümkün değildir.
Ameliyatla İz
Tedavisi
Ameliyatla yara izi tedavisinde hastaya uygulanacak cerrahi yöntem izin
taşıdığı özelliklere, yapısına ve bulunduğu alana göre değişiklik
göstermektedir. Özellikle geniş, çökük, hoş görünmeyen izler yapılacak çeşitli
düzeltmelerle daha ince, daha düzgün ve zarif bir hale getirilebilmektedir.
Deride geniş bir yüzeye yayılmamış olan, kalın bir çizgi biçimindeki yara
izlerinin yer aldığı doku cerrahi yöntemlerle yerinden çıkarılarak, estetik
açıdan daha iyi, daha ince ve daha az belirgin bir iz bırakacak şekilde, kesi
hattında herhangi bir gerginlik durumuna izin verilmeden, tabakalar halinde
onarılarak tekrar dikilebilir. Yapılan bu işleme ameliyatla iz tedavisi adı
verilmektedir. Bu uygulama genel olarak lokal anestezi (bölgesel uyuşturma)
kullanılarak yapılmaktadır.
Ameliyatla iz düzeltme sonrasında hastanın cildinde belirgin bir halde
kızarık oluşması normaldir. Bir süre sonra izler kendiliğinden solmaya başlar
ve uygulamadan 12 – 24 ay sonra en iyi haline gelerek, izler deri ile aynı
rengi alır.
Deri üzerinde geniş bir alan kaplayan daha büyük izler üzerinde eğer hafif
pürüz de bulunuyorsa, bu şekildeki yara izlerine dermabrazyon uygulaması
yapılarak, yüzeyin daha pürüzsüz bir duruma getirilmesi mümkündür.
Keloid Oluşumu,
Hipertrofik Skar ve Tedavileri
Yaralar, bazı kişilerde, deri yüzeyinden dışarıya doğru taşacak şekilde
kontrolsüz bir biçimde büyüyerek; ağrılı, kabarık, sert, kaşıntılı, kırmızı
renkli, kötü bir iz bırakarak iyileşebilmektedir. Bu mç ç şekilde gelişen yara
izi oluşumlarına keloid adı verilmektedir. Keloid, kişinin yaşı, ırkı, genetik
yapısı, yaranın vücut üzerinde bulunduğu bölge gibi faktörlere bağlı olarak
gelişir. Keloid genelde bu iyileşme durumuna yatkınlığı olan kişilerde ortaya
çıkmaktadır.
Özellikle göğüs ön duvarı, omuz, sırt, kulak memeleri vücutta keloide
yatkınlığı olan bölgelerdir. Hastanın keloidi varsa bir daha keloid olma şansı
bulunmaktadır. Bir yara iyileşirken keloid gelişeceği hissedildiğinde, steroidli
pomatların kullanımı, silikon krem ya da silikon bandaj uygulamaları ile keloid
gelişimi durdurulabilir.
Eğer keloid çok büyükse ameliyatla çıkartılmalı sonradan kremlerle masaj
yapılmalı, yine keloid oluşumuna meyil varsa sertlik büyümeden intra lezyonel
steroid ler yapılmalıdır. Yine sonrasında fraksiyonel lazer tedavileri
yapılarak keloidin düzeltilmesi amaçlanır
Keloid tedavisi zaman ve sabır gerektiren bir durumdur.
Oluşan her yara, insanın biyolojik yapısından kaynaklanan nedenlerden
dolayı yerinde az da olsa bir iz bırakarak iyileşir. Yara izlerinin yok
edilmesi mümkün olmasa bile uyguladığımız teknikler ile yara izlerini daha az
belirgin ve daha az dikkat çeken bir hale getirmek mümkündür.
Fraksiyonel
Lazerle Yara İzi Tedavisi
Eğer izler ameliyata uygun bir durumda değilse ve yapılacak ameliyatın ize yönelik herhangi bir faydası bulunmayacaksa lazerle iz tedavisi uygulaması yapılabilmektedir. Fraksiyonel karbondioksit lazerle 1 ay arayla en az 3 seans olacak şekilde tedavi yapılabilir. Bu tedavi sonrasında izler daha pürüzsüz bir hale gelir, iz dokusu deriye benzer bir hal alır, derinlik ve çukurlar kamufle olur, düzensizlikler düzelir. Lazerle iz tedavisi sonrasında yüz bölgesinde 3-5 gün, vücut bölgesinde 10-15 gün hafif bir kızarıklık ve kabuklanma döneminin oluşması normaldir. Her uygulamadan sonra izler daha iyi bir hale gelmektedir.